Deniz adamı
yer mi denizkızı
ipeği düşün
ve ipeksiliğini
teninin
kaç ipek böceği
ömrü var kozamızda
Dokun hayata
bir ucundan
yar oldugunu bileceksin
varlığını
sevinin ve sevgilinin
yaşamıyorsan
yazamıyorsun
Avcı, nasıl bir merak bu
bir günlük ömrü çokmu gördün
sen sevdin mi hiç avcı
ağlamak nedir bilirmisin
yüreğine kanar bir kelebeğin içi
damarlarında kanın kurudu mu
avcı
Canı, cananı bilirmisin
Zor ve dar zamanları ömrün
koşma peşimden
iki kanat çırpınışı daha
gün batımında bekle
söz ölmeye gelirim
birkez daha
Ya da yaşamaya belki
bir denizülkede
bir dolunay öyküsünü
kara adamlarının beyaz öykülerinde
birleşsin elllerin
kenetlendik kelepçelerle
bir ucundan sen tut sevinin
bir ucum bahardalı
Bir uçdan bir uca serap
çöller vahaya döndü önce
sonra bir barajın yüksekliğinden
suya kavuştu toprak
zelzele...
ve
yeşil bir rüya, yeşil çiçek
dalında
yeşil yaprak
Bandırmadan tren gelir
oysa benim
feribota biner gözlerim
bir farenin kuyrugunda biter egeliliğim
ben marmaralıyım marmara, sevgilim
ve
kürek mahkumuyum, forsa!
çek kürekleri.
Yanık buğday kokusu
yere düşen bi damla kan
gözyaşından kurumuş gözler
bana sevdaları ver artık
ağlamak istemiyor ellerim
ellerim yanıyor şimdi.
Her gece özlemin ışığı camımda
ellerimde bir düş hayat bulur
kalem gözyaşımla ıslak
dudaklarından gelen bir rüzgar
kelimelerin sihri can yakar
tesadüflerin kucağında büyüyüp
yanmışım yanacağım kadar
Beni de getirecek
seni getiren yollar bana
pusulamda bir dişi kuşun
bir dişi kemirir beynimi
uç hadi beynimi de al
yüreğim zaten gitti
gideceği yere kadar
Köleliğini seviyorum ellerimin
o eller ki seni yazar
o eller ki seni dizer
o eller ki seni çizer
seni sevdiğim gibi
ellerimi de seviyorum
Bitmedi ömrün,
hey kelebek!
hadi yaz..
--------------------------------------------------------------------------------